Okumaya dair – II

Peki, okunacaklar listemi nasıl oluşturuyorum, nasıl sıraya sokuyorum?

Öncelikle zihnimde öğrenme isteğimin sürdüğü, takip ettiğim bir tema akışı var. Buna uymaya çalışıyorum. Temalar Rus edebiyatı gibi genel ve geniş bir şey de olabiliyor, ‘Formula1’de Mercedes geçen sezonu açık ara önde tamamlamayı nasıl başarabildi’ gibi teknik bir şey de.

Konu çok derinse, “1000-sayfa-kuralı” diyebileceğim bir kuralım var, bu şöyle oluyor: Bir konuda en fazla 1000 sayfa okuyorum, sonrasında eğer konu bitmemişse o konuya mola veriyorum. Araya başka kitaplar/konular alıyorum. Böyle yapınca okuduklarımı içselleştirmek daha kolay/verimli olabiliyor.

Okunacaklar listeme gelince; öncelikle zihnimdeki temaları okunacak kitaplara dönüştürüyorum. Burada "yazar ve kitap keşif" süreci hayati önemde. Konularımı kimin kaleminden okuyacağımı çok önemsiyorum. Hem konulara en hakim hem de kelimelerle arası en iyi yazarları keşfetmeye ciddi zaman ayırıyorum (bu noktada Goodreads, 1000Kitap gibi kitap ağları devrede). Ayrıca, çok iyi bir yazar keşfetmişsem, -bazen zihnimdeki tema akışını bile esneterek/güncelleyerek- en iyi eserlerini mutlaka okumaya çalışıyorum. Okuyacağım kitaplar böylelikle netleşmiş oluyor.

Oluyor olmasına ama, şu da var ki, okunacaklar listeme en fazla 9-12 aylık bir okuma yükü yüklüyorum. Bu eşiğe gelmişsem artık kitap keşfini, aramayı, kitapçı gezmeyi, kitap dergisi okumayı falan boşluyorum. Ta ki okunacaklar listem bu 9-12 aylık eşiğin altına ininceye kadar. Burada kritik nokta, tüm bu planlamaya zaman bazlı yaklaşmak, yani önümdeki 12 ay boyunca sahip olabileceğim okuma tempomu/kapasitemi de dikkate almak. Malum, zaman kısıtı yaşamın doğasında var.

Nihayet son aşama olarak da kısa-vade planlama yapıyorum. Yani belirlenmiş, okunacak kitaplar -tema sırasına uygun olarak- haftalara yerleşiyor. Rolling şekilde önümdeki 10-13 haftalık (yani yaklaşık üç aylık) dönemi okuma temposu ve kitap sırası detayına kadar planlıyorum.

Böyle yazınca karışık bir formülasyon gibi durdu ama uygulamada gayet pratik çalışıyor.

İşte böyle. Peki, bütün bunları neden yazdım? Bu blog neden varsa, o yüzden.